19 Ağustos 2013 Pazartesi

Amına koyayım tüm oyuncak ayıların!



Kolay değil birşeyden veya bir kişiden nefret etmek. Emin olun altında büyük emekler vardır. Yaşanmışlık hayal kırıklığı gözyaşı. Zaten her nefret bolca gözyaşı içerir. Benim ağlamama izin vermediler bende aradan 1 yıl geçti ve şimdi yazıyorum. Çünkü bugün barışmaya karar vermiştim bir anlık için oyuncak ayılarla. 3 yıl önce alınan ama aslında alınmayan bir hediyeydi oyuncak ayı. Bir erkeğin sevdiği zaman ne fedakarlıklar yapacağının göstergesiydi oyuncak ayı. Ve bir insanın gerçeği öğrendiğindeki yıkımı. Bilmiyorum. Korkuyorum. Ağlamak istiyorum aslında. Çünkü ağlayabildiğim tek kişinin yanındayım. Başka zaman ağlamayı beceremem. Hiç gözyaşı dökmedim dersem inanın bana çünkü ağlayamıyorum. Burası hariç. Geçen seneyi hatırladım bugün. Dedim ki kendi kendime tamam olmuş birşeyi değiştiremezsin. Ve hayatını nefretle geçiremezsin. Dışarı çıktım aradım taradım hoşuma giden bir oyuncak ayı. Beni görünce şaşırdı tüm oyuncak ayılar. Hiç beklemiyorlardı beni. Bende beklemiyordum şahsen kendimi onların karşısında. Ama bir an karar verdim ve ordaydım. Tüm oyuncak ayılarla karşı karşıya. Barışalım artık bizim bi suçumuz yok boşuna bizden nefret ediyorsun dercesine bakıyorlardı suratıma. Hepsi birden hemde hepsinin gözünde aynı bakış. Bir an düşündüm. Alıp götürsem yıllar önce alınan ama alınmayan hediyeyi. Ne değişecekti ki. Ya yeniden kötü şeyler olursa korkusu içimi yiyip bitiriyordu. Ben bunu alırım ve her zamanki gibi kendimi bitirmiş olmazmıydım parça parça. Zaten az parçam kaldı. Kalbim yok beynim yok duygularım hislerim yok. Ciddi anlamda yoklar. Kalbim atmıyor düşünemiyorum ve hissedemiyorum. Hiçbirşeyi hissedemiyorum. Bunun ne kadar kötü olduğunu bilemezsiniz. Oyuncak ayılara bakınca bunlardan fazlasını hissettim. Bir an göz göze geldim birisiyle ve o an herşey değişti sanki. Ben sadece o mutlu olsun diye barışmış numarası yapacaktım. Ama bu anı bu hayal kırıklığı dökülen ve dökülmeyen gözyaşları hala hafızamın en üst noktasında duracaktı diğer kötü anılarla beraber. Ne var sanki silinebilseler. Benim de suçum var tabi yok değil. Unutamamak gibi bir suç. Suçtan çok ceza aslında. Bir insana verilebilecek en büyük ceza. İşte o an oyuncak ayılar bakışımdan anladılar beni ve yüzleri düştü hepsinin. O kocaman gülen ağızları küçüldü üzüldü ve utandılar. Keşke bizi değilde başka birşeyi seçselerdi diye dua ettiler. Ama geçmişi değiştiremezsin yapacak birşey yok. Pişman değilim o gün bunları yaptığıma. Bir daha olsa bir daha yaparım defalarca söyledim. Ama keşke sonu böyle olmasaydı. Hayatta hiçbirşeyden nefret etmeyen ben. Hayatımda büyük yaralar açan insanları affeden ben. Tek nefret ettiği oyuncak ayılar olan ben. Aslında gerçekten ayıların bir suçu yok söylemedim yüzlerine. Belki yumuşardım onları duyunca ve kendimden başka bir parça daha koparırdım. Bu sefer yapmayacaktım bunu kendime. Bu sefer olmaz. Her konuda kendimi eziyorum ama bu olmaz olmamalıydı da ki olmadı da. Şimdi düşünüyorum gece hiçbirşey olmamış gibi sarılıp yatsam mı yoksa köşeme çekilip ağlasam mı. İnanın çok kararsızım. Bakmayın etrafa gülüyorum güldürüyorum ama içimde kopan fırtınaları kimse göremiyor. Ya da görmek istemiyorlar. Kim başka bir insanın derdini paylaşıpda kendine yük etmek istesin ki. Kim salak o kadar. Kim anlayışlı o kadar. Kim kendini adamış o kadar. Bu aralar her buraya geldiğimde birşeyler yazıyorum. Ama bunu yakmayacağım. Olmayacak öyle birşey. Bundan sonra yazılmış hiçbirşey yakılmayacak. Herşey kalacak. Konudan da baya koptum ama açıyor işte. Bana kalsa daha neler neler anlatacağım ama onları da başka zaman. Bu kadar okudunuz ettiniz konunun özetini söylüyorum.

AMINA KOYAYIM TÜM OYUNCAK AYILARIN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder