Kolay değil
birşeyden veya bir kişiden nefret etmek. Emin olun altında büyük emekler
vardır. Yaşanmışlık hayal kırıklığı gözyaşı. Zaten her nefret bolca gözyaşı
içerir. Benim ağlamama izin vermediler bende aradan 1 yıl geçti ve şimdi
yazıyorum. Çünkü bugün barışmaya karar vermiştim bir anlık için oyuncak
ayılarla. 3 yıl önce alınan ama aslında alınmayan bir hediyeydi oyuncak ayı.
Bir erkeğin sevdiği zaman ne fedakarlıklar yapacağının göstergesiydi oyuncak
ayı. Ve bir insanın gerçeği öğrendiğindeki yıkımı. Bilmiyorum. Korkuyorum.
Ağlamak istiyorum aslında. Çünkü ağlayabildiğim tek kişinin yanındayım. Başka
zaman ağlamayı beceremem. Hiç gözyaşı dökmedim dersem inanın bana çünkü
ağlayamıyorum. Burası hariç. Geçen seneyi hatırladım bugün. Dedim ki kendi
kendime tamam olmuş birşeyi değiştiremezsin. Ve hayatını nefretle geçiremezsin.
Dışarı çıktım aradım taradım hoşuma giden bir oyuncak ayı. Beni görünce şaşırdı
tüm oyuncak ayılar. Hiç beklemiyorlardı beni. Bende beklemiyordum şahsen
kendimi onların karşısında. Ama bir an karar verdim ve ordaydım. Tüm oyuncak
ayılarla karşı karşıya. Barışalım artık bizim bi suçumuz yok boşuna bizden
nefret ediyorsun dercesine bakıyorlardı suratıma. Hepsi birden hemde hepsinin
gözünde aynı bakış. Bir an düşündüm. Alıp götürsem yıllar önce alınan ama
alınmayan hediyeyi. Ne değişecekti ki. Ya yeniden kötü şeyler olursa korkusu
içimi yiyip bitiriyordu. Ben bunu alırım ve her zamanki gibi kendimi bitirmiş
olmazmıydım parça parça. Zaten az parçam kaldı. Kalbim yok beynim yok
duygularım hislerim yok. Ciddi anlamda yoklar. Kalbim atmıyor düşünemiyorum ve
hissedemiyorum. Hiçbirşeyi hissedemiyorum. Bunun ne kadar kötü olduğunu
bilemezsiniz. Oyuncak ayılara bakınca bunlardan fazlasını hissettim. Bir an göz
göze geldim birisiyle ve o an herşey değişti sanki. Ben sadece o mutlu olsun
diye barışmış numarası yapacaktım. Ama bu anı bu hayal kırıklığı dökülen ve
dökülmeyen gözyaşları hala hafızamın en üst noktasında duracaktı diğer kötü
anılarla beraber. Ne var sanki silinebilseler. Benim de suçum var tabi yok
değil. Unutamamak gibi bir suç. Suçtan çok ceza aslında. Bir insana
verilebilecek en büyük ceza. İşte o an oyuncak ayılar bakışımdan anladılar beni
ve yüzleri düştü hepsinin. O kocaman gülen ağızları küçüldü üzüldü ve
utandılar. Keşke bizi değilde başka birşeyi seçselerdi diye dua ettiler. Ama
geçmişi değiştiremezsin yapacak birşey yok. Pişman değilim o gün bunları
yaptığıma. Bir daha olsa bir daha yaparım defalarca söyledim. Ama keşke sonu
böyle olmasaydı. Hayatta hiçbirşeyden nefret etmeyen ben. Hayatımda büyük
yaralar açan insanları affeden ben. Tek nefret ettiği oyuncak ayılar olan ben.
Aslında gerçekten ayıların bir suçu yok söylemedim yüzlerine. Belki yumuşardım
onları duyunca ve kendimden başka bir parça daha koparırdım. Bu sefer
yapmayacaktım bunu kendime. Bu sefer olmaz. Her konuda kendimi eziyorum ama bu
olmaz olmamalıydı da ki olmadı da. Şimdi düşünüyorum gece hiçbirşey olmamış
gibi sarılıp yatsam mı yoksa köşeme çekilip ağlasam mı. İnanın çok kararsızım.
Bakmayın etrafa gülüyorum güldürüyorum ama içimde kopan fırtınaları kimse
göremiyor. Ya da görmek istemiyorlar. Kim başka bir insanın derdini paylaşıpda
kendine yük etmek istesin ki. Kim salak o kadar. Kim anlayışlı o kadar. Kim
kendini adamış o kadar. Bu aralar her buraya geldiğimde birşeyler yazıyorum.
Ama bunu yakmayacağım. Olmayacak öyle birşey. Bundan sonra yazılmış hiçbirşey
yakılmayacak. Herşey kalacak. Konudan da baya koptum ama açıyor işte. Bana
kalsa daha neler neler anlatacağım ama onları da başka zaman. Bu kadar okudunuz
ettiniz konunun özetini söylüyorum.
AMINA
KOYAYIM TÜM OYUNCAK AYILARIN!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder