27 Ağustos 2013 Salı

Yarım kalmak ya da yarım bırakılmak

Yarım kalan şarkılar var ya arkadaşlar işte o benim. Asla bitmeyen bitmesine izin verilmeden yarım bırakılan. Yarım kalan şiirler var ya, işte onlar da benim. Asla devamı gelmeyen o son mısrası yazılmayan. Yarım kalan hikayeler, romanlar, öykülerde benim. Sonunu getiremedikleri hep eksik olan, mutlu sonu olmayan. Söylenmeyen sözler de benim. Söylenemeyen, söylenmemesi gereken.Kursakta kalan heves de benim. Hep orada kalan. Hiç tatmin etmeyen. 
Yarıda kalan umutlar da benim. Beklenen ama asla gerçekleşmeyen. Otobüslerdeki tam yatmayan koltuk da benim. Yarım kalan yolculuklar da benim, yarım kalan aşklar da. Koskoca yolda bozulan tek araç benim aracım. Yardım etmek için kimsenin durmadığı. Yazılmamış senaryo, son sahnesi çekilmemiş film falan hepi benim. Son fırçası vurulmayan resim de benim. Bir boka benzemeyen. Okunmayan kitabı ben yazdım mesela. Dinlenmeyen şarkıyı ben söyledim. Gerçi ben kitap falan yazamam. Beceriksizim. Belkide ondan yarım kalan herşey benim. Yarıda dizi benim. Sezon finali yapılmadan yayından kaldırılan. Leyla ile Mecnun benim mesela. Ben hiç gidemedim mesela. Hep kalan oldum. Ya da kovalanan. Gidenin arkasından dökülemeyen su da benim. Kovanın dibinde ikinci sefere kalan. Kimsenin el sallamadığı yolcu da benim. Başkalarının salladığı eli üstüne alınan. Ben biterim. Bitmeyen mutluluk, bitmeyen konuşma, bitmeyen yolculuk, bitmeyen uyku ben değilim. Ben bitiyorum. Sonum var benim. Herkes gibi değilim. Ama isterdim sonsuz olmayı. Belki ondandır çoğu duam. Yarım kalan konuşma da benim. Son sözün söylenmediği, bir tarafın sadece sustuğu. Ve en sonunda "gelme" denilen. Kısacası aklınıza gelen yarım kalan veya yarım bırakılan herşey benim.

26 Ağustos 2013 Pazartesi

27.08.2013

Size tek birşey soracağım. Ben kötü bir insanmıyım? Bana sadece bunun cevabını verin. Hayatım boyunca insanoğlundan yediğim kazıklar yetmedi mi. En yakın arkadaşlarımdan birisi para için arkamdan iş çevirir. Sevdiğin insan gelme der. Ve daha niceleri. Ben insanları kırmamak için bin kere düşünürken. Benim bu gördüğüm muamele nedir peki. Haketmiyorum kötü davranılmasını bana. Ben iyi birisiyim arkadaşlar. Her ne kadar beni dinlemeseniz de ben iyi biriyim. Üzülmeyi kimse haketmez ama ben hiç haketmiyorum. Ne yaptım da siz bana böyle davrandınız. Ne kötülüğümü gördünüz. Her sözünüze inandığım için mi bu haldeyim, yoksa her yardıma ihtiyacınız olduğunda koştuğum için mi? Ne kötülüğümü gördünüz yaa bi cevap verin. Teker teker isim saydırmayın bana amk. Ağlamayı hakedecek ne yapar bir insan. Çok güvenmek mi çok sevmek mi bunları yazdırır bir insana. Cevaplayamayacağınız sorularım var. Cevaplamaya yüreğinizin yetmeyeceği. 'Gelme' denir mi lan bir insana. Yanında huzur bulan mutlu olan insana gelme denmez. Ya da siz dersiniz doğru. Ama ben diyemem işte. Bende o huy yok. Ben iyi birisiyim. Yeteri kadar acı çekmiş, üzülmenin ağlamanın nasıl birşey olduğunu bilen biriyim ben işte. Sevin lan beni işte. İyi insanlar sevilir diye biliyordum ben. Hakediyorum sevilmeyi değer görmeyi. Yalnız kaldığınızda koşacağınız kişi değil de her zaman yanınızda istediğiniz kişi olmak isterdim. Ama buna layık görmediniz hiçbiriniz beni. Daha yazılacak çok şey var. Bu aralar buralarda çok zaman geçireceğim. Bol bol okursunuz girdiğiniz sürece. Umarım bir gün sevebilirsiniz beni ve benim gibi iyi insanları.

25 Ağustos 2013 Pazar

Mutluluk zor mu bilemedim.

Onu güldüren insan olmak için ömrünüzü verirsiniz bazen ama o yüzünüze bile bakmaz. Son günlerde kendimde bir gelişme var farkındayım. Artık eskisi kadar önemsemiyorum. Bunları buraya yazmak bile aslında önemsediğimi gösteriyor. Ama dediğim gibi 'eskisi kadar' önemsemiyorum. Yakında biraz uzaklaşırım buralardan herşey daha güzel olur. Olmazsa da olmasın be kardeşim. Elimden geleni yaptıktan sonra daha ne yapabilirim ki. O gün belgeselin birinde söylüyordu. 'Elinden geleni yapmanın yeterli olmadığı durumlarda üzülmemek elde değil' diye. Adamlar haklı valla yapacak birşey yok. Üzülürüm aslında sadece üzülmeye de razıyım ben. İşte öyle arkadaşlar yanyana iki yabancı gibi olmak zor geliyor. Seninle konuşmaz ama başkalarına şen şakrak. Sen içinden ağlarken o hep gülüyor. Hemen yanında olmana rağmen yalnızım diyebiliyor. Daha ne diyesin ki o zaman. Yalnız ol o zaman. Yalnızlıktan çıkışın var ama kabul etmiyorsan yalnız kalacaksın. Benim bir şansım vardı. Bir kişinin sözünü dinlediğim için kabul etmedim ve yalnızım. Ama şikayet etmiyorum. Ben mutsuzluğumdan şikayetçiyim. Yalnızlığımla mutlu olamadığım için şikayetçiyim. Bu saatten sonra yalnızlığımla mutlu olmayı öğreneceğim. En güzel kurtuluş yöntemi bu sanırım. Neyse arkadaşlar ben yalnızlığımla konuşmaya gidiyorum biraz. En azından o beni dinliyor ve onu sevebilmenin ve onunla mutlu olmanın yollarını arıyacağım. Kendinize iyi bakın. Her ne olursa olsun mutlu olun. Her durumda mutlu olmak en güzel şeydir. Mutluluklar.

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Açık olun, Şeffaf olun, Siz olun.

Neden gizler insanlar duygularını iyi ya da kötü. Neden bu kadar zor açık sözlü olmak. Açık sözlü olun insanlara onlara karşı ne hissettiğinizi söyleyin ki insanlar umut bağlamasın size. Gitmesini mi istiyorsunuz. Git deyin. Seviyormusunuz. Söyleyin gitsin işte. Nefret ediyorsanız da söyleyin ölmesini istiyorsanız da. Ama insanlar sizin içinizi bilsin en azından. Lafı dolandırmadan söyleyin. Direk laps diye vurun suratına kelimeleri insanların. Üzülürler en başta ama en azından mutlu olurlar gerçek sizi gördükleri için. Ne hissediyorsanız ne düşünüyorsanız söyleyin işte. Umut en tehlikeli silahtır insan için. Umut karşıdakini öldürmenize de izin verir kendinizi öldürmenize de. Ama herşeyden önemlisi konuşun arkadaşlar. Konuşmadan çözülmüyor hiç birşey. Gözlerinize bakınca içinizdeki sevgiyi ya da nefreti anlamıyorlar. Ya da duyduğunuz özlem gözlerinizden okunmuyor. Git demek bu kadar zor olmamalı. Git deseler bana herşeyimle gideceğimi biliyorsunuz. Daha niye uzatıyorsunuz anlamıyorum. Sevmiyorsanız gelin söyleyin yüzüme. Benden ne istiyorsanız suratıma söyleyin. Uyumlu bir insanım ben problem çıkarmam sizin için. Uslu uslu durmasını da bilirim. Herşeyimi toplayıp bir anda gitmesini de. Ama insanı en çok öldüren bu belirsizlik işte. En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Ver kararını da as beni işte. Öldür, göm, işkence et ya da gel sarıl bana. İçinden o an nasıl davranmak geliyorsa öyle davran bana ama asla konuşmamazlık etme. Vazgeçemediğim insanlar var benim. Sen onların başında geliyorsun ve bunu biliyorsun. Bunu bildiğin için bokunu çıkartıyorsun. Neyse yakında gidiyorum zaten. Bir hafta düşünürsün istediğin kadar. Ya gel de bana ya da tam tersini söyle. Hiçbirşey söylemezsen ben gelirim. Bana bırakma kararları. Oldum olası saçma karar alırım ben biliyorsun. Açık ol bana karşı, şeffaf ol bana karşı, sen ol bana karşı.

23 Ağustos 2013 Cuma

Kabul edilmeyen dualarım var benim

Bana ne oluyor anlamıyorum. Bu aralar iyice mal oldum. Gündüz kahkaha atarken gece ağlayabiliyorum. İyice dengesiz birşey oldum. Karar veremiyorum hiç bir şeye. Beynim karar verme yeteneğini kaybetti sanırım. Acilen hayatımın değişmesi lazım. Kökten bir değişiklik ama ihtiyacım olan ve bunu başarabilecek yürek yok bende. Çok özlüyorum eski zamanlarımı. Mutluydum dünya sikimde değildi. Herkes biliyordu bunu. Şimdide herkes beni aynı biliyor ama içimde neler kopuyor kimsenin haberi yok. Allahın en büyük cezası ve hediyesidir sevmek aşık olmak. Bana ne ceza versin ne ödül versin. Ondan tek isteğim unutmamı sağlaması. Hangi manyak kanser olmak için dua eder veya ölmek için. Ben bu duruma düştüm işte. İyi veya kötü hiç bir duam kabul olmadığı için bu haldeyim. Ne yaşıyorum ne ölüyüm bildiğim arada kaldım. Sizin bildiğiniz değil benim bildiğim. Siz ne bileceksiniz ki benim durumumla ilgili. Özellikle sen nereden bileceksin hiç yaşamadığın bir durumu. Umarım bilmezsin. Yaşarken ölmek bu işte. Ölmek için her gece dua edersin ama öldürmez yukardaki. İlk defa bu kadar gönülden istiyorum birşeyi. Özellikle şu an, şu saniye, şu dakika çok istiyorum. Canımdan çok istiyorum canımın alınmasını. Biliyorum tüm dualarım gibi bu da kabul olmayacak. Umarım ölebildiğim bir günde hepiniz cenazemde toplanırsınız. Bari orda hakkımda iyi konuşun. Ve sakın ha sakın ağlamasına izin vermeyin kimsenin. Eğer ölürsem bu benim sonum değil kurtuluşum olacak. Sizde dua edin benim için bol bol. Hepinize mutluluklar. Mutlu olun olabildiğiniz kadar. Seviyorum hepinizi her ne kadar siz beni sevmesenizde.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Git denildiğinde gitmeyi bilmeli her insan

Neden durur ki bir insan istenmediği yerde ya da neden hala zorlar şansını. Benden size bir tavsiye arkadaşlar gururlu olun elde edilmez olun kıymete binersiniz o zaman. Bir insanın her istediğinde ulaşabileceği onun için herşeyi yapabilecek kişi siz olursanız onun için en basit kişi olursunuz ve değeriniz yaptıklarınızla ters orantılı olur. Umursamayacaksın o zaman işte asıl farkı görürsün. Çok fazla git yedim bu sefer belki de bu son sefer. Bu kadarını kaldıramam artık ve en kısa zamanda herşeyimi toplayıp gideceğim buralardan. Yüreğimi varlığımı kalbimi umutlarımı herşeyimi toplayıp gideceğim. Kendi suçlu olduğu halde üste çıkma hastalığı nasıl bir şeydir ben anlayamıyorum veya yapamıyorum. Herneyse arkadaşlar konu dağılmasın yine. Siz siz olun istenmediğiniz yerde durmayın suistimal ederler üzerler. Gerektiği zaman denildiği gibi "siktir olup git"meyi bilin. İyi geceler okurlarım.

20 Ağustos 2013 Salı

Biz Bir Aileyiz incitter.com Olarak



Şimdi size hayatımda girdiğim en samimi ortamlardan birisi olan incitter.com dan bahsedeceğim. İnci falan yazınca aa bunlar o salaklardan mı demeyin. Tamamen farklıyız. Aslında hepimiz sorunları olan iyi insanlarız ama birbirimize sorunlarımızı yansıtmıyor ve sadece eğlenerek bunu kapatmaya çalışıyoruz. Ben her ne kadar 3 yıldır siklenmeyen yazarı olsam da bu sitenin benim bile sevenim var siz düşünün. İyi insanlarız derdini anlatmak isteyen olduğunda dinleyen elinden gelen her şekilde yardım eden. Biz aslında bir aileyiz siz bunu bilmiyorsunuz. Her çeşit insan var merak etmeyin. Belki sende bizim aramızdasın ama bunun farkında değilsin. Emin olun hayatta bir çok darbe yemiş bir çok şey yaşamış hala da darbe yemekten vazgeçmeyen mazoşist birisiyim. Belki sevdiğimden belki alıştığımdan belki de salaklığımdan. Bana katlanan insanlar var orda. Çünkü ailenin fertleri birbirini kusurlarına rağmen sever. Beni bu durumdan çıkarmaya en yakın olan insanları tanıdım bu sitede. Hiçbirinin ismini bilmiyorum. Ama hepsi benim kardeşim, abim ya da ablam. Çok seviyorum sizleri incitter.com ailesi. Her ne kadar siklemeseniz de beni sevdiğinizi biliyorum. Ve hala ailemizde olmayan sizlere sesleniyorum. Bir gün yolunuz düşerde derdinizi çekmek yerine eğlenerek veya anlatarak geçirmek isterseniz burada sizi dinleyecek çok fazla aile ferdiniz var. Saygılarımla.

                                                                                                                         @tikiolanpinokyo

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Bazen değil çoğu zaman unutamazsın!

Neden unutamaz ki insan. Neden unutturmazlar. Her gece başını yastığa koyduğunda uykusunu kaçıran bir kaç söz neden vardır ki zaten. O sözleri kim söyler ki hem. Niye söyler ki hem. Değer verdiğini söylediği birisine neden söyler ki böyle sözleri. Kim kaldırır ‘ben seni çağırmadım sen geldin’ sözünü. 9 saat yoldan gelip sarılamadan duyan birisi kaldıramaz. Defalarca söylenen ‘git’ leri hanginiz kaldırırsınız peki. Bunların hepsini kaldırıp beraber uyurken yanından kalkıp da içeride ‘ali ali’ diye bağırmasını kim kaldırır adının ali olmadığı halde. Bazen sadece ‘ali’ olmak istersin. Bazen sadece senin adını söylemesini istersin. Bazen sadece sarhoşken aranacak eski sevgili olmak istersin. Kimse aramaz beni sarhoşken. Gerçi ayıkken de aramazlar. Yalnızlık böyle bir duygu işte. Hanginizin telefonunun şarjı 1 hafta gidiyor söyleyin bana. Yok yok merak etmeyin ağlamayacağım. Bu sefer küçük düşürmeyeceğim kendimi. Defalarca kendini hiç sayan ben bu sefer kendimi el üstünde tutacağım. Boşuna demiyorlar ‘değer vermek avantaj değildir’ diye. Bugüne kadar hep değer verdim bunları da hatırlıyorum. Dediğim gibi unutamıyorum hep hatırlıyorum. Ne yaparsam yapayım unutamıyorum. Herşeyi saniyesi saniyesine hatırlıyorum. Hatırladıkça aynı acıları birdaha yaşıyorum. Kaç kere yalvardım ölmek için onu da hatırlıyorum. Ben yapamıyorum götüm yemiyo bunu da hatırlıyorum. Kimse unutamamak gibi bir ceza çekmesin. Herşeyi yaşarsın bir süre sonra unutursun. Ama yaşadıklarını unutamadığını düşünsene. Unuttuklarınızı her an her saniye yaşadığınızı. Hayatınızda yeni hiçbirşeyin olmadığını hep bir döngü içinde yaşadığınızı. Hayatınızın kısır bir döngü olduğunu. Düşünemediniz bile değil mi. Çünkü unuttunuz geçmişte yaşadığınız çoğu şeyi. Ben hatırlıyorum işte. Bundan dolayı acı çekiyorum sürekli. Bir insan kafasında kurduğu canlandırmayı bile hatırlarmı. Ben onu da hatırlıyorum. Hayatıma girip çıkan herkesi de hatırlıyorum. Unuttuklarım olmuyor değil. Saçma sapan şeyleri unutuyorum sonra unuttuğuma şaşırıyorum. Bazen değil çoğu zaman unutamazsın işte. Umarım hepiniz unutursunuz. Ben kendimden umudu kestim. Siz kurtarın kendinizi.

Amına koyayım tüm oyuncak ayıların!



Kolay değil birşeyden veya bir kişiden nefret etmek. Emin olun altında büyük emekler vardır. Yaşanmışlık hayal kırıklığı gözyaşı. Zaten her nefret bolca gözyaşı içerir. Benim ağlamama izin vermediler bende aradan 1 yıl geçti ve şimdi yazıyorum. Çünkü bugün barışmaya karar vermiştim bir anlık için oyuncak ayılarla. 3 yıl önce alınan ama aslında alınmayan bir hediyeydi oyuncak ayı. Bir erkeğin sevdiği zaman ne fedakarlıklar yapacağının göstergesiydi oyuncak ayı. Ve bir insanın gerçeği öğrendiğindeki yıkımı. Bilmiyorum. Korkuyorum. Ağlamak istiyorum aslında. Çünkü ağlayabildiğim tek kişinin yanındayım. Başka zaman ağlamayı beceremem. Hiç gözyaşı dökmedim dersem inanın bana çünkü ağlayamıyorum. Burası hariç. Geçen seneyi hatırladım bugün. Dedim ki kendi kendime tamam olmuş birşeyi değiştiremezsin. Ve hayatını nefretle geçiremezsin. Dışarı çıktım aradım taradım hoşuma giden bir oyuncak ayı. Beni görünce şaşırdı tüm oyuncak ayılar. Hiç beklemiyorlardı beni. Bende beklemiyordum şahsen kendimi onların karşısında. Ama bir an karar verdim ve ordaydım. Tüm oyuncak ayılarla karşı karşıya. Barışalım artık bizim bi suçumuz yok boşuna bizden nefret ediyorsun dercesine bakıyorlardı suratıma. Hepsi birden hemde hepsinin gözünde aynı bakış. Bir an düşündüm. Alıp götürsem yıllar önce alınan ama alınmayan hediyeyi. Ne değişecekti ki. Ya yeniden kötü şeyler olursa korkusu içimi yiyip bitiriyordu. Ben bunu alırım ve her zamanki gibi kendimi bitirmiş olmazmıydım parça parça. Zaten az parçam kaldı. Kalbim yok beynim yok duygularım hislerim yok. Ciddi anlamda yoklar. Kalbim atmıyor düşünemiyorum ve hissedemiyorum. Hiçbirşeyi hissedemiyorum. Bunun ne kadar kötü olduğunu bilemezsiniz. Oyuncak ayılara bakınca bunlardan fazlasını hissettim. Bir an göz göze geldim birisiyle ve o an herşey değişti sanki. Ben sadece o mutlu olsun diye barışmış numarası yapacaktım. Ama bu anı bu hayal kırıklığı dökülen ve dökülmeyen gözyaşları hala hafızamın en üst noktasında duracaktı diğer kötü anılarla beraber. Ne var sanki silinebilseler. Benim de suçum var tabi yok değil. Unutamamak gibi bir suç. Suçtan çok ceza aslında. Bir insana verilebilecek en büyük ceza. İşte o an oyuncak ayılar bakışımdan anladılar beni ve yüzleri düştü hepsinin. O kocaman gülen ağızları küçüldü üzüldü ve utandılar. Keşke bizi değilde başka birşeyi seçselerdi diye dua ettiler. Ama geçmişi değiştiremezsin yapacak birşey yok. Pişman değilim o gün bunları yaptığıma. Bir daha olsa bir daha yaparım defalarca söyledim. Ama keşke sonu böyle olmasaydı. Hayatta hiçbirşeyden nefret etmeyen ben. Hayatımda büyük yaralar açan insanları affeden ben. Tek nefret ettiği oyuncak ayılar olan ben. Aslında gerçekten ayıların bir suçu yok söylemedim yüzlerine. Belki yumuşardım onları duyunca ve kendimden başka bir parça daha koparırdım. Bu sefer yapmayacaktım bunu kendime. Bu sefer olmaz. Her konuda kendimi eziyorum ama bu olmaz olmamalıydı da ki olmadı da. Şimdi düşünüyorum gece hiçbirşey olmamış gibi sarılıp yatsam mı yoksa köşeme çekilip ağlasam mı. İnanın çok kararsızım. Bakmayın etrafa gülüyorum güldürüyorum ama içimde kopan fırtınaları kimse göremiyor. Ya da görmek istemiyorlar. Kim başka bir insanın derdini paylaşıpda kendine yük etmek istesin ki. Kim salak o kadar. Kim anlayışlı o kadar. Kim kendini adamış o kadar. Bu aralar her buraya geldiğimde birşeyler yazıyorum. Ama bunu yakmayacağım. Olmayacak öyle birşey. Bundan sonra yazılmış hiçbirşey yakılmayacak. Herşey kalacak. Konudan da baya koptum ama açıyor işte. Bana kalsa daha neler neler anlatacağım ama onları da başka zaman. Bu kadar okudunuz ettiniz konunun özetini söylüyorum.

AMINA KOYAYIM TÜM OYUNCAK AYILARIN!

Çok Özür Diliyorum Senden Sevgili Günlüğüm!

Çok özür diliyorum senden sevgili günlüğüm bilgisayar bozuldu falan derken seninle ilgilenemedim. Herneyse o kadar da önemli şeyler olmadı zaten. Derslerden kaldım, gezdim, tozdum, sıkıldım, üzüldüm ve yine kanser olmayı herşeyden çok istedim. Herneyse sevgili günlüğüm yazlık moda geçtik seninle. Artık sadece normal yazı yazacağım sana. Okul açıldığında günlük olarak devam ederim umarım birdaha bozulmaz bu bilgisayar ve ayrı kalmam senden. Emin ol tek sadık arkadaşım sensin bu dünyada. Arkadaşım sevgilim ailem herşeyim oldun. Nasıl oldu bende anlamadım. Herneyse konuyu bok etmeye gerek yok sevgili günlüğüm. Sana önceden yazdığım birkaç şeyi atacağım ondan sonra da üzüldükçe ya da yolculuk yaptıkça yeniden yazacağım. Kendine iyi bak sevgili günlüğüm. Seni seviyorum. İyi geceler.